Ceza Hukuku

İlliyet Bağı Nedir? 2023

İlliyet Bağı Nedir?

İlliyet Bağı Nedir sorusu sıklıkla merak edilen konulardan biridir. İlliyet Bağı Nedir sorusu Borçlar Hukuku ve Ceza Hukuku açısından farklı şekillerde tanımlanabilmektedir. Makalemizde İlliyet Bağı Nedir sorusunu Ceza Hukuku bakımından cevaplandıracağız.

Dış dünyada meydana gelen değişikliğin (neticenin) bir kimseye yüklenebilmesi ve dolayısıyla onun sorumlu olabilmesi, söz konusu neticenin o kimsenin hareketinden meydana gelmesine bağlıdır. Diğer bir deyişle, hareket ile netice arasında bir nedensellik bağı, bir sebep-sonuç ilişkisi bulunmalıdır. Şayet hareket ile netice arasında böyle bir ilişki yoksa, netice hareketten meydana gelmemiş ise, kısaca illiyet bağı bulunmuyorsa neticenin faile yüklenebilmesi mümkün değildir.

İlliyet bağının tespiti neticeli suçlarda önem arz eder. Çünkü tipiklikte hareketten ayrı bir neticenin arandığı bu suçlarda, bizatihi neticenin gerçekleştiğinin tespiti yeterli olmayıp, ona sebebiyet veren fiilin de tespiti gerekmektedir.

Çoğu kez neticenin tek bir sebebi olabilir. Bu gibi hallerde illiyet bağının belirlenmesi zorluk taşımaz ancak sebeplerin çokluğu halinde bunlardan hangisiyle netice arasında illiyet ilişkisinin kurulacağı problemli konulardan biridir. Bu problem için farklı çözüm yolları önerilmektedir.

Sırf Hareket Suçlarında, tipe uygun hukuka aykırı fiil gerçekleşmiş ise failin cezalandırılması için yeterlidir. Sırf Hareket Suçlarında bundan dolayı ayrıca bir illiyet bağının varlığı aranmaz.

Hareketten ayrı bir netice aranmadığı için, fiilin gerçekleştiğinin saptanması, suçun tamamlandığının tespiti bakımından yeterlidir.

Yapılan bir hareketten birbirini izleyen çeşitli sonuçlar da meydana gelebilir. Ceza hukuku meydana gelen tüm sonuçları değil, yalnızca suç tipinde öngörülen sonuçları göz önüne alır ve bununla hareket arasında illiyet bağını kurmaya çalışır.

İlliyet Bağı Hakkında Teoriler

a. Şart Teorisi

Şartların Eşitliği Teorisi , Eşitlik Teorisi , Basit Şart Teorisi, Zorunlu Şart Teorisi vb. isimlerle anılan bu teoriye göre sebep, belirli bir olayın gerçekleşmesi için zorunlu olan şartların bütünüdür.

Şart Teorisine göre ; şart sebebin parçalarından biridir ve her şart sonucun meydana gelmesi için zorunludur ancak yeterli değildir.

Neticenin gerçekleşmesi için uzak yakın bütün şartlar etkilidir. Hareketten önceki, hareket sırasındaki ve hareketten sonraki şartlar neticenin meydana gelmesine etkili olmuşlar ise önem arz eder.

Kısaca Şart Teorisi şu şekilde tanımlanmaktadır: Hareket hiç yapılmasaydı ortaya çıkmış olan sonuç hiç gerçeklemeyecekse , hareketin ile sonuç arasında illiyet bağı mevcuttur.

Hareket hiç yapılmamış olsaydı, yine de sonuç meydana gelecekse, hareket ile sonuç arasında illiyet bağı bulunmaz.

Von Liszt’in Meşhur Kayıkçı Örneği :

  • Bir kimse tarafından öldürme kastıyla ağır biçimde yaralanan sandalcı sandalıyla bir kıyıdan diğer bir kıyıya geçmek ister ancak çıkan kuvvetli bir fırtına sandalın devrilmesine neden olur. Sandalcı boğularak ölür.
  • Şart Teorisi taraftarlarına göre, bu örnekte bağımsız illiyet bağı serisinin olup olmadığını tespit edebilmek için ikili bir ayrım yapmak gerekir.
  1. Sandalın batması sandalcının ağır yaralı olmasından dolayı gerekli manevraları yapamamasından kaynaklanmışsa , yaralama ile ölüm sonucu arasında illiyet bağı vardır. Yaralama fiilinin faili , sandalcının ölümünden sorumludur.
  2. Fırtına sandalcı yaralanmamış olsa bile, sandalı devirip batıracak ve ölüme neden olabilecek bir güçte ise artık bağımsız bir illiyet seri yaralama ile ölüm sonucu arasına girmiştir. Yaralama fiilinin faili, ölüm sonucundan sorumlu tutulamaz. Kasten Adam Öldürmeye Teşebbüs suçundan sorumlu tutulur.

b. Etkin Sebep Teorisi

Bir olayı meydana getiren unsurların(şartların) sadece biri etkin sebep, diğerleri ise vesile sayılır. Gerçekten örneğin, toprağa ekilen tohumun bitki vermesi için birçok unsurun birleşmesine (örneğin rutubet, hararet vs. gibi) ihtiyaç vardır ancak bu unsurlardan sadece biri neticenin meydana gelmesine yani bitkinin topraktan çıkmasına etkili olmuştur: Tohumun ekili olması. Nitekim tohum ekilmeseydi, diğer şartların (örneğin rutubet, toprak vs.gibi) müessir olmasına imkan yoktu. Diğer unsurlar ise vesileden başka bir şey değildir.

c. Uygun Sebep Teorisi

Uygun Sebep Teorisi daha çok medeni hukuk alanında egemen bir teoridir. Bu teorinin amacı, şart teorisinde öngörülen sınırsız illiyet zincirini ortadan kaldırmaktır.

Uygun Sebep Teorisine göre, bir hareketin sebep olarak kabul edilebilmesi için sadece neticeyi meydana getirmiş olması yeterli değildir. Hareketin sonucu ortaya çıkarmaya uygun(elverişli) olması gerekir. Günlük hayat tecrübelerine, olayların çoğunluğunun oluş tarzına, genel hukuk mantığına, büyük sayılar kanununa göre sonucu meydana getirmeye elverişli olan hareket, neticenin uygun sebebi olup, söz konusu hareket ile meydana gelen sonuç arasında illiyet bağı kurulur.

d. Önem (Anlam) Teorisi

Önem Teorisi de illiyet şartlarını sınırlandırmaya yönelik bir teoridir. Önem (Anlam) Teorisinin günümüzde pek taraftarı bulunmamaktadır.

İlliyet bağı bakımından şart teorisine dayanır ancak uygun sebep teorisine benzer bir şekilde bu teori, tüm şartların değil, yalnızca tipe uygun şartları nedensel kabul eder.

Önem Teorisi , Şart Teorisi ve Uygun Sebep Teorisinin bir kombinasyonu gibidir.

Önem Teorisi, nedensellik ilişkisinde, cezai açıdan önem arz eden (anlam taşıyan) davranışları esas alır.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir