Danıştay 6. Dairesi bir yıldan uzun süredir devam eden literatüre “Sille Davası” olarak geçen hukuk mücadelesinde nihai kararını Temmuz ayında verdi. Sille Davasında Sille sakinleri Cumhurbaşkanlığı ve Selçuklu Belediyesi’ne karşı açtıkları davayı kazandı. Sille Davası’nı yürüten Av. Melih Pekyatırmacı yargılamada yaşanan zorlu süreci ve düşüncelerini HukukBloguna anlattı.
Acele Kamulaştırma Nedir?
İdarenin, “olağan dışı” birtakım durumlar karşısında, kamulaştırmaya konu taşınmazlara daha acil olarak ihtiyaç duyması, anılan taşınmazları bir an önce kullanmaya başlamaya muhtaç olması, bir başka ifadeyle, kamu yararının daha baskın bir hale gelmesi durumunda, olağan usulden ayrılması söz konusu olabilir. Bu doğrultuda, Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde, “olağan dışı” hallerde, belli şartların varlığına bağlı olarak, olağan usuldeki bazı işlemler sonradan tamamlanmak üzere, idarenin kamulaştırmaya konu taşınmaza el koymasına izin verilmiş ve bu istisnai yöntem özel olarak düzenlenmiştir. Anılan düzenleme, olağan kamulaştırma usulünde uzun süren bedel tespiti ve tescili davasını, idarenin el koyma kararından daha sonraki aşamaya bırakarak, taşınmaza yedi gün içerisinde el konulabilmesi imkânı tanımaktadır.
Acele kamulaştırma sürecinde kamulaştırma usulü tamamlanmadan idarenin taşınmaza el koyması, taşınmazın çıplak mülkiyetinin malikte kalmak kaydıyla, idareye taşınmazı kullanma, ondan yararlanma ve birtakım tasarrufta bulunma yetkisi veren, kamu hukuku statüsüne dayalı bir işlemdir. Bu işlem, malikin mülkiyet hakkı üzerinde hakkın kullanımının kısıtlanmasına yönelik somut bir sonuç doğuracağından, malikin mülkiyet hakkının korunabilmesi için sağlanan güvenceler daha da önem arz etmektedir. Örnek vermek gerekirse, kamulaştırma sürecinin tamamlanamaması nedeniyle idarenin taşınmaza el koyma süresinin uzaması mülkiyet hakkına ölçüsüz bir müdahaleye neden olabilir. Bu nedenle, taşınmaza el koyulmasında amaçlanan kamu yararı ile malikin mülkiyet hakkı arasındaki dengenin korunması önem arz etmektedir.
Av. Melih Pekyatırmacı’ya soruyoruz…Dava sürecine nasıl başladınız ve nasıl karar verdiniz?
2022 yılı Nisan ayında Cumhurbaşkanlığı tarafından bir karar yayınlandı. Bu kararın yayımlanmasının hemen ardından Sille bölgesine gittik ve bazı incelemelerde bulunduk. Bu karar Acele Kamulaştırma hakkındaydı ve Sille’de rayiç değeri çok yüksek ve geniş bir alanı kapsıyordu. 500’ün üzerinde parselde Selçuklu Belediyesi acele kamulaştırma yapmak istiyordu. Biz de hemen bölgenin yerel sakinleri ile konuştuk ve bir toplantı yapma kararı aldık. Toplantıya katılım yoğundu. Bölge halkına bu hukuka aykırı prosedür ile ilgili bilgi verdik. Sille yerel sakinlerinin de desteğiyle davayı açma kararı aldık.
…Sille Davası sürecinde dikkatinizi çeken ve sizi en çok zorlayan şey neydi?
Sille davasına ilk başladığımız süreçte bazı hususlar belirgin değildi. Selçuklu Belediyesi davayı açma süresinin bitimine 10 gün kala Sille’ye bir broşür dağıttı. Bu broşürde yer alan bilgiler resmi bir makam tarafından alınmış değildi. Bu hususu Sille sakinlerine bildirdik ve broşürde yazılı kararların hiçbirinin herhangi bir geçerliliği olmadığını anlattık. Davadan bu süreçte vazgeçenler oldu ve ardından 5 gün sonra Selçuklu Belediyesi başkanı ve ekibi Sille’de bir toplantı yapma kararı aldı ve Sille’de toplantı yapıldı. Bu toplantıda Sille sakinlerine dava açmamaları gerektiği söylendi ve bu toplantının ardından da birçok kişi dava açmaktan vazgeçti. En çok zorlayan şey bu durum oldu diyebilirim. Ancak süreç zor olsa da geldiğimiz noktadan Sille sakinlerinin mutlu olduğunu görmek kıvanç verici.
-Avukat bey tebrik ediyoruz ve başarılarınızın devamını diliyoruz … üçüncü sorumuz devam edelim isterseniz…
+ Tabiki devam edelim. Teşekkür ediyorum.
-Daha önce bu türde birçok davayı kazandığınızı biliyoruz. Bu tür kamulaştırma ve gayrimenkul hukuku alanına giren davalarda kullandığınız bir püf nokta var mı?
Elbette. Çok çalışmak, sabırlı olmak ve kanunun lafzını iyi bilmektir. Sille davasında acele kamulaştırma prosedüründe Danıştay 6. Dairesi’ne sunacağımız dava dilekçesi için Cumhurbaşkanlığı kararının ilk resmi gazetede yayınlandığı günden itibaren detaylı bir şekilde Normatif Analiz (Prescriptive Analysis) ve Öngörücü Analiz yöntemleriyle hazırlamaya başladık. Bu süreçte 3000’den fazla Danıştay ve İdare Mahkemesi kararlarını taradık ve en doğru yol haritasını seçtik.
Sille Davasının önemi nedir ve Cumhurbaşkanlığı kararı ile hedeflenen neydi?
Sille yerleşimi Neolitik Çağa yani milattan önce 5500-8000 yılları arasına kadar uzanan çok özel ve tarihi bir bölge. Sille’nin tarihi dokusu ve yerleşik kültürü dolayısıyla turizm bakımından geleceğin turizm merkezi olmaya aday ve layık yerlerden biri. Sille’nin bu yükselişi elbette rantı da beraberinde getiriyor. Turizm potansiyeli son yıllarda giderek artan Sille’ye belediye tarafından müdahale edilip kamulaştırma ile Sille’nin tarihi dokusunu bozacak nitelikte yapılar inşa edilmesi planlanıyordu. Davada aldığımız netice ile Sillemizin güzelliğini tekrar kurtardık.
…Sille’de neden Acele Kamulaştırma kararı alındı başka yöntemler denenebilir miydi?
Acele kamulaştırma kararı alınması belediye açısından oldukça avantajlıydı. Çünkü olağan kamulaştırmadan farklı olarak belediye acelelik halini öne sürerek taşınmazı kısa sürede kullanmaya başlayabilmekte ve uzun süren kamulaştırma bedel ve tespit davasını beklemeden asliye hukuk mahkemesine başvurarak ve asliye hukuk mahkemesi 7 gün içinde değer tespiti yaptıktan sonra kamulaştırdığı parselin maliki adına kamu bankasında açılan banka hesabına para yatırılarak taşınmaza tamamen el koyabilme hakkına sahip olmaktadır. Bu 7 gün içerisinde acele el koyma davası diye adlandırdığımız davada malikin banka hesaplarına gönderilen bedeller gerçek rayiç bedellerin çok altında kalmaktadır. Bu bölgedeki yerel halk Sille ile bağları güçlü ve hayatı boyunca asla Sille’den taşınmayı düşünmeyen ve şehir yaşamını arzu etmeyen kimselerdir. Ayrıca acele el koyma davasından sonra bankaya yatırılan bedeller ile Konya Şehir Merkezinden ev alabilmek de pek mümkün değildir.
…Taşınmazları hakkında Acele Kamulaştırma kararı alınan mülk sahiplerine ne önerirsiniz?
Acele kamulaştırma olağanüstü hallerde ve gerçekten istisnai sebeplerin bulunduğu durumlarda işletilebilen bir prosedür olmakla, kamu menfaatleri doğrultusunda bu prosedür uygulamada mülk sahiplerini düşünmeden çok fazla esnetilmektedir. Kamu yararı hedefi gözetilirken mülk sahiplerinin bu husustaki muhtemel zararları da ayrıca değerlendirilmelidir. Mülkü hakkında acele kamulaştırma kararı alınan kimselerin Danıştayda iptal davası açma süresi olan 30 günlük süre içerisinde bir avukattan hukuki destek almalarını tavsiye ediyorum.