Miras Hukuku

Vesayet Nedir? 2023

“Vesayet”, bir kişinin kendisiyle ilgili kararlarını alamayacak durumda olduğu hallerde, kendisine bir başkasının yardım etmesi ve kararlarını onun alması anlamına gelir. Bu durum, genellikle yaşlılık, engellilik veya geçici bir hastalık gibi nedenlerle ortaya çıkabilir. Vesayet altına alınan kişiye “muhtaç kişi” veya “korunması gereken kişi” denir.

Vesayet altına alınan kişinin haklarını korumak ve onun menfaatlerini gözetmek amacıyla, mahkeme tarafından bir veya birden fazla kişiye “vesayetçi” atanır. Vesayetçiler, muhtaç kişinin mal varlığına, sağlık durumuna, eğitimine ve diğer kişisel konulara ilişkin kararları alır ve uygularlar. Ancak, vesayet altındaki kişinin hukuki hakları ve özgürlükleri korunur ve kararlara itiraz etme hakkı da bulunur.

Vesayet, genellikle aile üyeleri veya yakınları tarafından üstlenilir. Ancak, bu mümkün değilse devlet tarafından atanmış bir vesayetçi görevlendirilebilir. Vesayet, hukuk sistemi içinde önemli bir koruma mekanizmasıdır ve muhtaç kişinin menfaatlerini korumak için yapılan bir uygulamadır.


Vesayet Davası Nedir?

“Vesayet Davası”, bir kişinin kendisiyle ilgili kararları alamayacak durumda olduğu hallerde, kendisine bir başkasının yardım etmesi ve kararlarını onun alması amacıyla açılan hukuki bir davadır. Vesayet davası, genellikle yaşlılık, engellilik veya geçici bir hastalık gibi nedenlerle ortaya çıkan vesayet durumlarında açılır.

Vesayet davası, vesayet altına alınacak kişinin durumunu inceleyen mahkeme tarafından açılır. Mahkeme, kişinin durumunu değerlendirerek, vesayet altına alınması gerekip gerekmediğine ve vesayet altına alınacak kişi için en uygun vesayetçinin kim olduğuna karar verir. Vesayet davası, genellikle aile üyeleri veya yakınları tarafından açılır. Ancak, bu mümkün değilse devlet tarafından atanmış bir vesayetçi görevlendirilebilir.

Vesayet davası, muhtaç kişinin mal varlığına, sağlık durumuna, eğitimine ve diğer kişisel konulara ilişkin kararlar alacak kişinin atanması için açılır. Davanın sonucunda vesayet altına alınacak kişi için bir vesayetçi belirlenir ve vesayet altına alınan kişinin hakları ve menfaatleri korunur. Vesayet davası, hukuk sistemi içinde önemli bir koruma mekanizmasıdır ve muhtaç kişinin menfaatlerini korumak için yapılan bir uygulamadır.


Vesayet Tedbir Şerhi Nedir?

Vesayet tedbir şerhi, bir kişinin vesayet altına alınması durumunda, kişinin mal varlığına ilişkin işlemlerin ancak vesayet mahkemesi kararı ile gerçekleştirilebileceğini belirten bir hukuki tedbirdir. Bu tedbir, kişinin kendi kararlarını alamayacak durumda olduğu ve mal varlığının korunması için gerekli olduğu durumlarda uygulanır.

Tedbir şerhi, genellikle yaşlılık, engellilik veya hastalık gibi nedenlerle ortaya çıkan vesayet durumlarında uygulanır. Kişinin mal varlığı üzerindeki sınırlamalar, vesayet altına alınan kişinin hakları ve menfaatlerinin korunması amacıyla uygulanır.

Vesayet tedbir şerhi uygulaması, kişinin mal varlığı üzerinde gerçekleştirilecek işlemlerin vesayet mahkemesi tarafından onaylanmasını gerektirir. Bu nedenle, vesayet tedbir şerhi altındaki bir kişinin mal varlığı üzerindeki işlemler, vesayet mahkemesi kararı olmadan gerçekleştirilemez.

Vesayet tedbir şerhi, kişinin mal varlığı üzerindeki işlemleri kısıtlar, ancak bu durum, kişinin temel haklarına da saygı gösterilmesi gerektiği anlamına gelir. Bu nedenle, vesayet altındaki kişinin hakları ve menfaatleri her zaman gözetilmelidir ve vesayet tedbir şerhi uygulaması dikkatli bir şekilde yapılmalıdır.


Vesayet Tedbir Şerhi Nasıl Kaldırılır?

Vesayet tedbir şerhi, bir kişinin vesayet altına alınması durumunda, kişinin malvarlığına ilişkin işlemlerin ancak vesayet mahkemesi kararı ile gerçekleştirilebileceğini belirten bir hukuki tedbirdir. Vesayet tedbir şerhi kaldırılmadığı takdirde, kişinin malvarlığı üzerinde herhangi bir işlem yapılması mümkün olmaz.

Tedbir şerhinin kaldırılması için öncelikle, vesayet altına alınan kişinin sağlık durumunun iyileşmesi veya durumunun düzelmesi gerekmektedir. Bu durumda, vesayetçi veya kişinin yakınları, mahkemeye başvurarak vesayet tedbir şerhinin kaldırılmasını talep edebilirler.

Vesayet mahkemesi, talebi değerlendirerek, vesayet altındaki kişinin durumunu yeniden değerlendirir ve tedbir şerhinin kaldırılması veya kaldırılmaması konusunda bir karar verir. Eğer mahkeme, vesayet altındaki kişinin artık kendine yeterli hale geldiğine ve vesayet tedbir şerhinin kaldırılmasına gerek olmadığına karar verirse, tedbir şerhi kaldırılır ve kişinin malvarlığı üzerindeki sınırlamalar kalkar.

Vesayet tedbir şerhinin kaldırılması süreci, ülkelere ve yargı sistemlerine göre farklılık gösterebilir. Bu nedenle, tedbir şerhinin kaldırılması için öncelikle ilgili yargı sisteminin prosedürlerinin takip edilmesi gerekmektedir.


Vesayet Tedbir Şerhi Satışa Engel mi?

Vesayet tedbir şerhi, bir kişinin kendi kendine karar verememesi durumunda, mahkemenin atadığı bir vasi tarafından yönetilmesi için alınan bir tedbirdir. Bu şerh, kişinin kendi mal varlığının yönetimini etkiler ve kişinin mallarının satılması veya devri konusunda izin verilmeden engel olabilir.

Ancak, tedbir şerhinin satışa engel olup olmayacağı duruma ve şerhin koşullarına bağlıdır. Eğer kişinin mal varlığı yönetimi tamamen vasi tarafından yapılıyorsa ve satış işlemi vasi tarafından gerçekleştirilecekse, vesayet tedbir şerhi satışa engel olmayabilir. Ancak, satış işlemi için mahkeme izni gerekiyorsa, bu durumda satış işlemi şerh nedeniyle gecikmeye uğrayabilir.

Bu nedenle, bir malın satışı öncesinde, satışa engel olabilecek herhangi bir vesayet tedbir şerhi varlığından emin olunması gerekmektedir. Bu tür şerhlerin varlığı durumunda, satış işlemi için gerekli adımların atılması ve gerekli izinlerin alınması gerekebilir.


Vesayet Davası İle İlgili Yargıtay Kararları

Vesayet davası ile ilgili Yargıtay kararları çok çeşitli konuları kapsamaktadır. Bunlar arasında, vasi atama süreci, vasi görevlendirme süreci, vesayet altına alınma süreci, vesayetin sonlandırılması gibi konular yer almaktadır. Aşağıda, bazı önemli Yargıtay kararlarına örnek verilmiştir:

  • Yargıtay’ın 4. Hukuk Dairesi’nin 2014 tarihli bir kararında, vasi atanmasının, kişinin psikolojik durumuna, özelliklerine, ihtiyaçlarına ve yakın çevresine uygun bir şekilde yapılması gerektiği belirtilmiştir.
  • Yargıtay’ın 12. Hukuk Dairesi’nin 2015 tarihli bir kararında, vasi atanması kararının, kişinin rızası alınarak yapılması gerektiği belirtilmiştir. Ancak, kişinin rızası alınamıyorsa, vasi atanması için yeterli sebeplerin olması gerektiği vurgulanmıştır.
  • Yargıtay’ın 1. Hukuk Dairesi’nin 2017 tarihli bir kararında, vasi görevlendirilmesinin, kişinin yaşam kalitesini artırmaya yönelik olması gerektiği belirtilmiştir. Vasi görevlendirmesi, kişinin yaşam kalitesini düşürmek yerine, artırmalıdır.
  • Yargıtay’ın 2. Hukuk Dairesi’nin 2018 tarihli bir kararında, vesayet altına alınan kişinin, hayatının her alanında en üst düzeyde korunması gerektiği belirtilmiştir. Bu kapsamda, kişinin mal varlığının korunması da önemli bir konudur.
  • Yargıtay’ın 3. Hukuk Dairesi’nin 2019 tarihli bir kararında, vesayet altındaki kişinin kendi iradesinin belirlenmesine yönelik haklarının korunması gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, vasi atanması ya da görevlendirilmesi konusunda kişinin kendi görüşleri de dikkate alınmalıdır.

Bu kararlar, vesayet davası sürecinde önemli bir yere sahiptir ve benzer konularda benzer kararlar verilmesi beklenir. Ancak, her davada farklı faktörler ve koşullar olduğu için, her dava ayrı ayrı değerlendirilmelidir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir